4 Ağustos 2016 Perşembe

10 Soru 10 Emir

10 Soru 10 Emir



İş yerinde insanın kendisiyle ilgili algılamayı yönetirken başvurabileceği iki yöntem Klasik Yöntem ve Alternatif Yöntemdir.
Klasik Yöntem’de çalışanlara, yıllarca kendilerini şu tür sorular sormaları tercih edilir ve şirket içi eğitimler de bu sorular çerçevesinde düzenlenir:
  1. Nasıl tanınmak ve hatırlanmak (algılanmak) istiyorsunuz?
  2. Özgüveninizi iş arkadaşlarınızın gözlerinden okuyabiliyor musunuz?
  3. Müşterilerinizin, iş arkadaşlarınızın ve yöneticilerinizin size güvenmelerini ister misiniz?
  4. Kendinizi nasıl farklı kılıyorsunuz?
  5. Kurumunuzun hedeflerini öğrendiniz mi?
  6. Kurumunuzu hedeflerine taşıyacak yolda sizin rolünüzü ve buna uygun stratejinizi belirlediniz mi?
  7. İşyerindeki hedef kitlenize (birlikte çalıştıklarınıza) vereceğiniz mesajları tespit ettiniz mi?
  8. Onlara uygun bir şekilde mesajların iletişimini yaptınız mı?
  9. Çalıştığınız işyerinin kültür ve değerlerini iyice öğrendiniz mi?
  10. Bu işyerinde kaç yıl çalıştığınızı biliyor musunuz?

Bu 10 sorudan sonra da direktif şekilde nasıl olunması gerektiğine ilişkin ’10 Emir’ tadında talimatlar sıralanır:
  1. Her zaman pozitif olun!
  2. İnsiyatif kullanın!
  3. Risk almaktan çekinmeyin!
  4. Yaratıcı olun!
  5. Empati kurun!
  6. Sizden beklenenden fazlasını verin!
  7. Bireysel gelişiminize özen gösterin!
  8. Çok değil verimli çalışın!
  9. Hakkınız olan ödülü alın!
  10. İş yerindeki süreçlerin gelişimine katma değer getirin!

Kaynakça
Ali Saydam. (2010) Eş ve Müşteri Nasıl Kaybedilir?, 1.Baskı, İstanbul: Remzi Kitabevi.

14 Temmuz 2016 Perşembe

Halkla İlişkiler Sürecinde Etkili İletişimin Yedi Özelliği

Halkla İlişkiler Sürecinde Etkili İletişimin Yedi Özelliği
 10.jpg
Etkin iletişimde bulunabilmek için hepinizin dünyayı farklı şekilde algıladığımızın ve bu algılamalarımızı diğerleriyle iletişimimizde rehber olarak kullandığımızın farkına varmalıyız.
Anthony Robbins

Güvenilir Ortam Yaratılması: İletişim, kurumun performansına dayanan güvenilir bir ortamda başlamalı, alıcı kaynağa güven duymalıdır.
Programın Kapsamı: İletişim programı çevresel gerçeklerle desteklenmeli, programın kapsamı katılıma izin vermelidir.
Mesajın Anlamı: Hedef kitleye gönderilen iletiler alıcı için anlamlı olmalı, değerleriyle çatışmamalıdır.
Anlaşılır Olmak: İleti anlamı açık sözcüklerle ifade edilmeli, anlam tartışmaya yer bırakmayacak biçimde açık olmalı, hatta karmaşık konular sloganla anlaşılır hale getirilmelidir.
İletişimde Süreklilik: İletişim bitmeyecek bir süreç olarak düşünülmeli ve mesajların etkili olabilmesi için gerekli tekrarlar yapılmalıdır.
İletişim Yöntemleri: Önceden belirlenen, alıcının güveneceği iletişim kanallarından yararlanılmalı. Yeni iletişim yöntemlerini yaratmak pek kolay olmamakla birlikte spesifik hedef kitleye ulaşmak için günümüz iletişim teknolojisinden yararlanılmalıdır.
Hedef Kitlenin Özellikleri: Gönderilen iletinin istenen etkiyi yapabilmesi, büyük ölçüde hedef kitlenin yapısına bağlıdır. Hedef kitlenin okuma alışkanlığı, bilgi düzeyi, alışkanlıları gibi özellikleri iletişim etkileyen unsurlardır.

Kaynakça
Filiz Balta Pektekoğlu. (2009). Halkla İlişkiler Nedir?, 6. Baskı, İstanbul: Beta Yayıncılık.

23 Haziran 2016 Perşembe

Halkla İlişkiler Nedir?

Halkla İlişkiler Nedir?
“Halkla İlişkiler, sıradan olmakla önemli olan arasındaki farktır.”
Betül Mardin

Halkla ilişkiler İngiltere’de ortaya çıkan bir terim olmakla birlikte İngiltere’de yaygınlaşmasından dolayı İngilizce ”Public Relations” kelimesinden Türkçeye Halkla İlişkiler olarak çevrilmiştir. Halkla İlişkiler mesleği, günümüzde oldukça karmaşık bir görünüm alan insan ilişkilerini düzenlemek, çözümler aramak ve uzlaşma sağlamak ihtiyacından doğmuştur. Çünkü her ilişki, her anlaşma, soruları ve sorunları da yanında taşıyor.
Genelde halkla ilişkiler faaliyeti, kurumun ilişkide olduğu her türlü kişi ve kuruluş ile sağlam bağlar kurup geliştirmesine yönelik çabalardır. Bu çabalar, kuruluş ile ilişki kurmak istediği kitle arasında karşılıklı güvenin yaratılmasını ve kuruluşa duyulan ilginin arttırılmasını da amaçlar.
Halkla İlişkiler Derneği tüzüğünde bu mesleki faaliyet şöyle tanımlanmaktadır:
“Halkla İlişkiler, özel ve kamu kuruluşlarının müşteri, işçi, ortak gibi özel gruplar, resmi çevreler veya geniş anlamıyla halkla, sağlam bağlar kurup geliştirerek kendisini çevresine yerleştirme, topluma tanıtma ve çalışanlarına kamuoyundan gelen yankıları değerlendirerek , tutumuna yön verme konusunda giriştiği planlı çabalardır.”
Halka ilişkilerin ana hedefi, kamuoyunu şu ya da bu konuda etkilemek ve ele alınan konuda onun desteğini, güveninin kazanabilmektir. Halkla ilişkiler, kuruluşun yönetim kuruluşu başkanına yeni bir yatırımın önerilmesinden başlayarak, rakip şirketlerden kaynaklanan anlaşmazlıkların giderilmesi, üretimi kolaylaştıran, enerji tasarrufunu sağlayan, çevre kirliliğini önleyen yeni bir buluşun kamuoyuna duyurulması; kuruluş imajının halkın belleğine yerleştirilmesi, basın mensuplarına öğle yemeği verilmesi ve fabrikayı ziyaret eden yabancı bir iş adamının eşine çiçek gönderilmesine kadar birçok faaliyeti kapsar.
Halkla ilişkiler faaliyetleri genel olarak 5 aşama halinde gerçekleştirilebilir:
  1. Hedef kitlenin davranış ve düşünceleri araştırılır.
  2. Çalışanların ve hissedarların duygu ve davranışları, eksik bilgileri belirlenir.
  3. Araştırmalar sonucunda ortaya çıkan sonuçlara göre politikalar saptanır ve gerektiğinde eski politikalar değiştirilir.
  4. Kuruluşla ilgili görüş ve davranışlar, hazırlanan program çerçevesinde olumlu olarak değiştirilmeye çalışılır.
  5. Halkla ilişkilerin araçları olan medya ilişkileri, baskılı materyal, kuruluş içi aktiviteler, faaliyet raporları, kuruluş hakkında bilgi verici yayınlar, kurumsal reklamlar kullanılarak tanıtım yapılır.
Özetle halkla ilişkiler, bir kuruluşun inandırıcı yollardan halka tanıtılması, benimsetilmesi, o kuruluş hakkında halkın ve kamuoyunun desteğinin sağlanmasıdır.
Kaynakça
Konuşmalar: Betül Mardin. Derleyen: Gül Ulkat. Değerli Dostum,  Sanimat Ltd.
TÜHİD (Türkiye Halkla İlişkiler Derneği)

17 Haziran 2016 Cuma

İletişim Her Şeydir

İletişim Her Şeydir...

“İletişimi etkin kullanabilenler, kendilerinin dünya deneyimleri ve
dünyanın onlar üzerindeki deneyimlerini değiştirebilir.”
George Shin

İnsanoğlunun var olduğu günden itibaren iletişim her anımızda vardır. Toplumsal sistemin sürekliliği için gerekli olan iletişim olmasaydı, toplum olmazdı. O halde günlük yaşantımızda sıkça kullandığımız ve her an tanık olduğumuz iletişim nedir?

Genellikle sözcük olarak iki kişi arasındaki konuşmayı akla getiren iletişim aslında düşündüğümüzden çok daha karmaşık bir süreci tanımlar. İnsanların konuşurken kullandığı dil, jest ve mimikler, bulunduğu mekân, dinlediği müzik, kullandığı markalar ve giyimi kişiyle ilgili mesaj iletirken onun sosyal statüsü ve kültürel ortamını da yansıtmaktadır. Günlük yaşantımızdan hepimiz iletişim sürecinin pek çok biçimiyle karşı karşıya kalmaktayız. Düşünmek, kendi kendine konuşmak gibi kişinin kendisiyle iletişimde olduğu kişisel iletişim süreci, bir kişinin bir diğer kişiyle olan kişiler arası iletişim süreci, bir kişinin diğer kişilerle aynı fiziksel ortamda gerçekleştirdiği grup iletişimi, bir iletişimcinin (kişi ya da değil) çok sayıda insanla gerçekleştirdiği kitle iletişimidir.

İletişim; kaynağın mesajını kendinin ve alıcının anlayacağı biçimde kodlanmasıyla başlar. Ogilvy & Mather’in yaptığı bir çalışmaya göre, bir mesajda sözcükler %5, ton %25, sözel olmayan unsurlar &65 etki yaratabilmektedir. Ürünlerin işlevlerine, kullanımına ilişkin kapsamlı bilgi vermek gerekiyorsa sözcükler daha etkili olabilir. Ancak söz konusu olan bir mobilya, giysi vb. ise estetik unsurlar bir görüntüyle verilebilir.

Kısacası iletişim, yalnızca sözel bir süreç değildir. İnsan ile insanın karşılaştığı, ilişki kurduğu her yerde, her durumda, her mekânda ayrı bir dil biçimi içinde kodlanmış iletişim süreci yaşanır.

Kaynakça
Yavuz Odabaşı, Mine Oyman. (2002). Pazarlama İletişimi Yönetimi, 11. Baskı, Eskişehir: MediaCat.
Filiz Balta Pektekoğlu. (2009). Halkla İlişkiler Nedir?, 6. Baskı, İstanbul: Beta Yayıncılık.
Ünsal Oskay, (2015). İletişimin ABC’si, 3. Baskı, İstanbul: İnkılâp Kitabevi.